Bu sene sağlık adına söz sahibi olmayan hiç kimse fikir beyan etmesin. Örneğin, birisi çıkıp ‘ekmek yemeyin’ demesin.
Evet, yeni bir yıla girdik. Öncelikle 2014 yılında herkese dilediğince ancak içinde sağlık, huzur ve onurun da olduğu bir sene diliyorum. Ve diliyorum ki bu sene, sağlık ve yaşam adına söz sahibi olmayan hiç kimse fikir beyan etmesin, etmesin ki işin uzmanları toplumu doğru yönlendirebilsin. Örneğin, birisi çıkıp “ekmek yemeyin” demesin bu yıl, bir diğeri “alkali beslenme” fikriyle insanların aklını karıştırmasın.
Meyveleri zehir ilan etmesin bir başkası ve beslenmede yıldız savaşları oyunu bitsin artık..Bilimin ellerine bırakalım kendimizi. Bu yıl bilim konuşulsun artık. Kopyala yapıştır şeklinde yazılan kitaplar, verilen beyanlar olmasın. Herkes bulunduğu yeri bilsin ve aldığı eğitimin hakkını versin. Kardiolog ise kalp hastalarını iyileştirsin, beden eğitimi öğretmeniyse spor salonlarında ya da okullarda ilmini konuştursun. Yazımın başlığında da yazdığım gibi “Hayat bir oyun değil.” Yaşam öyle kıymetli ki hiç kimsenin elinden yaşamını ve de sağlığını almaya hakkımız yok. Sağlık ise, yaşamın her döneminde sağlıklı olmak ve bunun için de en başta yeterli ve dengeli beslenmek ile mümkün. Kim uzun ve sağlıklı bir yaşam istemez ki?
Yeterli ve dengeli beslenme denilen şey!
Yeterli ve dengeli beslenme; aşırıya kaçmadan, vücudun gereksinmesine yetecek kadar besin alınmasıdır. Yani ne mucizevi bir besin vardır ne de mucizevi bir içecek.
Her çeşit besini tüketin
Besin seçimi yaparken, gün içinde birçok besin grubundan tüketmeye çalışmalısınız. Yiyecek ve içeceklerin çoğu birkaç çeşit besin öğesi içermektedir. Fakat hiçbiri tek başına ihtiyacımız olanın hepsini içermemektedir. Her besin grubundan tüketmeye çalışırken; bazı noktalara dikkat etmek, alınan besinin kalitesini ve vücuttaki kullanımını artırmaya yardımcı olur.
Meyve ve sebze tüketiminizi artırın!
Bu grupta yer alan besinler; vitamin, mineral, kompleks karbonhidratlar ve posa açısından zengindirler. Yağ eklemediğiniz veya yağda kızartmadığınız sürece yağ içerikleri çok düşüktür. Bu besinlerden zengin beslenerek; kalp hastalıkları ve bazı kanser türleri başta olmak üzere diğer bazı önemli hastalıklara yakalanma riskini azaltabiliriz. Tercihen taze sebze ve meyveleri günde birkaç kez tüketerek (günde en az 400 g) tadını çıkartın. Birçoğumuz bu besinleri yeterli düzeyde tüketmesek de bu besinler organizmamızın düzenli çalışması için elzem olan önemli mikro besin öğeleri (mineraller ve vitaminler) sağlamaktadır. Özellikle taze olan sebze ve meyveler demir, kalsiyum, magnezyum, potasyum, A, C vitaminleri, folik asit, B6 vitamini, diyet posası, elzem besin öğeleri ve besin öğesi olmayan bileşenlerden zengindir. Ayrıca sebze ve meyvelerin yağ ve enerji içerikleri azdır ve “düşük enerji yoğunluklu” besinlerdir. Bu nedenle günlük diyetle tüketimleri obezite ve obeziteyle ilişkili hastalık (kalp ve damar hastalıkları, bazı beyin hastalıkları, bazı kanser türleri, tip 2 diyabet vb.) riskini azaltmaktadır.
Dengeli beslenin
Eğer, porsiyon ölçülerini uygun miktarlarda tutarsanız; herhangi bir besini diyetinizden çıkarmadan, ondan keyif alarak tüketebilirsiniz. Eğer dışarıda yerseniz, bir porsiyonu arkadaşınızla paylaşmalısınız.
Şeker tüketmeyin!
Tükettiğimiz pek çok besinde şeker doğal olarak bulunmaktadır. Dolayısıyla normal kilonuzda iseniz, şekerli yiyecek ve içeceklerin tüketiminde aşırıya kaçmamalısınız.
Sık sık yemeye devam edin
Günde 2 öğün yeterli palavralarına kulağınızı tıkayın ve sık besin tüketimine devam edin bu yıl da. Öğün atlamak, özellikle kahvaltı öğününü atlamak, genellikle izleyen öğünlerde fazla yeme, azalan iş kapasitesi ve kontrol dışı açlığa yol açabilir. Öğünler arası atıştırma açlığı dizginlemeye yardımcı olabilir ancak düzenli öğünlerin yerine geçmemesi için ara öğünlerde çok fazla yenmemelidir.
Fazla tuzdan kaçının!
Sodyum, bir besin öğesi ve pek çok yiyeceğin doğal bir parçasıdır. Tuz, sodyum ve klordan oluşmaktadır. Birçok kişide fazla alınan sodyum vücuttan atılmaktadır. Fakat bazı kişilerde kan basıncı sodyuma duyarlıdır. Bu kişilerde alınan fazla sodyum, yüksek kan basıncını (hipertansiyon) oluşturmaktadır. Bu tip kişilerde alınan fazla sodyum ve aldığı tuz miktarı sınırlandırılmaktadır. Bu nedenle; normal düzeylerde tuz tüketmek, ileriki yaşlarda oluşabilecek bir yüksek tansiyon problemini engelleyebilir. Yine aynı şekilde kan basıncı sodyuma duyarlı fakat bunun farkında olmayan bireyler için de az tuzlu beslenmek sağlıklı bir seçim olacaktır. Yemeklerde lezzet verici olarak tuz yerine baharatların kullanılması, sebze-meyve tüketiminin artırılması ve besin ambalajlarının etiketlerinde sodyum ile ilgili bilgilerin okunması sodyum alımını dengelemede dikkat edilebilecek noktalardır. Vücudunuzun normal işlevini sürdürebilmesi için sağlıklı bir bireyin günlük 500 mg sodyum alımı “güvenli ve yeterli” minimum miktar olarak belirlenmiştir ve bu miktar yaklaşık 1/4 tatlı kaşığı kadardır.
Yağ tüketiminizi azaltın
Yağ sağlık için gerekli bir besin öğesidir. Enerji vermesinin yanı sıra vücudumuz için gerekli birçok yağ asidini de içerir ve kanda bazı vitaminlerin taşıyıcısıdır. Fazla miktarlarda alınan yağ, özellikle doymuş ve yüksek kolesterol içeren yağların tüketimi; sağlığınızı olumsuz yönde etkilemektedir. Fazla miktarda yağ tüketimi şişmanlık, kalp hastalıkları, diyabet ve daha birçok sağlık problemini beraberinde getirmektedir. Bu nedenle yağsız et ve az yağlı besin tüketimine yönelmeli, düşük yağlı pişirme yöntemlerini kullanarak, fazla yağlı sos ve kremalardan uzak durmalısınız.
Bol sıvı için
Su içmek için, susama duygusunu beklemeyin. Çünkü vücudunuzdaki su az ise susama duygusu ortadan kalkmaktadır. Ancak vücudunuzdaki suyun yeterli olup olmadığını idrarınızın rengine bakarak anlayabilirsiniz. İdrar renginiz koyu ise vücudunuzda su miktarının yetersiz, idrar renginiz açık ise vücudunuzdaki su miktarının yeterli olduğunu anlayabilirsiniz. Ayrıca normalden daha az idrara çıkıyorsanız da vücudunuz susuz kalmıştır. Vücudunuzun susuz kalmaması için bol bol su için. Sıvı tüketimimizi artırmak için günün her saatinde sıvı tüketilmeli, sıvı içeriği çok yüksek sebze ve meyveleri bol yemeliyiz. Egzersiz yapanlar için en ideal içecek sade sudur. Suyun yanında süt, ayran, meyve suları, çorba gibi içecekler de vücudumuzdaki sıvı miktarının artırılmasına yardımcı olur. Ancak çay ve kahve, vücutta çok fazla kalmazlar ve hemen dışarı atılırlar.
Tahıl tüketin
Belki de 2014 için en önemli başlık bu. Evet tahıl tüketin. Özellikle tam tahıllı ekmek, kuru baklagiller ve makarna sofranızın demirbaşı olmaya devam etsin bu yılda da. B grubu vitaminleri ve kaliteli posa ihtiyacımızı karşıladığımız gruptur tahıl grubu. İleri yaşlarda unutkanlık, bunama ve sindirim sistemi rahatsızlıkları ile bazı kanser türle- rine karşı bu besinleri mutlaka tüketmeliyiz.
Besinlerden keyif alın
Besin çeşitliliğine önem verin ve tabağınızın renkliliğinden keyif alın. Yemek hayattaki en büyük keyiflerden biridir. Besin seçimi geleneksel, kültürel ve yaşama çevrelerine bağlı olduğu kadar farklı yaş, cinsiyet ve özel gereksinimlerine de bağlıdır. İnsanlar mutluluk ve iştahlarını tatmin etmek için yemek yer. Besin seçiminde ve yemeklerin planlanmasında aile, arkadaş ve toplum temel rollere sahiptir. Beslenme, yaşamın sürdürülmesinin yanı sıra arkadaşlarla vakit geçirmek ve insanın sosyal bir varlık olarak gelişiminde de can alıcı bir role sahiptir. Dolayısıyla besinlerinizden ve yemek yemekten keyif alın. Hayat devam ediyor.
2014’te bunları yapın
*Fazla kilolarınızdan dengeli bir beslenme programı ile kurtulun.
*Yaşamınızı fiziksel aktivite ile destekleyin.
*Günün altın öğünü olan sabah kahvaltısını asla ihmal etmeyin.
*Günde en az 2,5 litre su için.
*Alışverişe tok karnına çıkın ve evde kalorisi yüksek besinler bulundurmayın.
*Tereyağı, iç yağı, kuyruk yağı gibi hayvansal kaynaklı yağlarda, kan kolesterolünü yükselten maddeler vardır. O yüzden yemek mısırözü yağı, ayçiçek yağı, yeni nesil yumuşak margarinler ve zeytinyağı gibi bitkisel kaynaklı yağların karışımını, salatalarınızda ise zeytinyağını tercih edin.
*Süt ve yoğurdun kaymaksız olanını tercih edin. Unutmayın ki; kaynatılmış ve pastörize edilmiş sütler, cam kavanozda buzdolabında 1-2 gün, kutusu açılmış sterilize sütler en fazla 3 gün saklanabilir.
*Et ürünlerini tüketirken görünür yağlarından iyice temizleyin. Tavuk ve balığı derisiz olarak tüketin.
*Meyvelerin suyu yerine kabuğuyla birlikte tüketmeniz besin değeri açısında daha faydalıdır.
Kaynak:Sağlıklı Yaşam Rehberi
0 Yorumlar